T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

MÜRVER YETİŞTİRİCİLİĞİ VE MÜRVER ÜRÜNLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PROJESİ KAPSAMINDA EĞİTİM FAALİYETİ DÜZENLENDİ

Yayın Tarihi : 6.07.2021

Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen ve Kadın Çiftçiler Tarımsal Projesi kapsamında İlimizde 2021 yılında uygulamaya konulan "Mürver Yetiştiriciliği ve Mürver Ürünlerinin Değerlendirilmesi Projesi" faaliyetleri kapsamında Hacıbey Köyünde kadın çiftçi eğitimi düzenlendi.

Eğitim toplantısı; Kastamonu Valisi Sayın Avni ÇAKIR Beyefendinin eşleri Sayın Bahar ÇAKIR Hanımefendinin ev sahipliğinde; Gölköy Eğitim Alay Komutanının Eşleri Züleyha ÇELİK, Kastamonu İl Emniyet Müdürünün Eşleri Aliye DENİZCİ, Kastamonu Polis MYO Müdürünün Eşleri Lütfiye SÜLÜN, İl Müdürlüğümüz Teknik elemanları Ziraat Mühendisi Ömür ONUR ve Ziraat Yüksek Mühendisi Neriman DELGE ile Proje Paydaşları Sarıkonak Kadın Kooperatifi ortakları, Özel Bireyler ve Aileleri Derneği Üyeleri ve çocukları, Hacıbey Köyü kadın çiftçilerinin katılımları ile gerçekleştirildi.

Ziraat Mühendisi Ömür ONUR tarafından "Mürver ve Mürver Yetiştiriciliği, Mürver Ürünlerinin Değerlendirilmesi" ile ilgili bilgiler verildi. Doğal ortamda rahatlıkla yetişen, aslında çevremize alıcı gözle baktığımızda hemen fark edeceğimiz bir ürün olan mürverin, kadınlarımıza yeni bir gelir kaynağı yaratacağı konusunda bilgiler verildi. Hemen hiçbir iklim ve toprak isteği olmayan, soğuk iklime dayanabilen, sulama yapılmadan rahatça varlığını devam ettiren Mürver çiçeği ve meyvesinden reçel, şurup gibi gıda ürünleri yapılabileceği anlatılırken, meyvesinin zehirli olduğu, tüketilmeden önce mutlak suretle bilgi alınması gerektiğini ifade eden ONUR, "Mürver çiçeği hoş kokulu ve güzel bir rayihaya sahiptir. Ancak meyvesi zehirlidir. Direk olarak tüketilmemelidir. Mutlaka ısıl işlem yapılması gerekir. Bizler projemizle kadınlarımızla mürverin hem çiçeğini hem meyvesini nasıl değerlendireceklerini anlatmayı görev edindik. Ayrıca doğadan toplamanın risklerine karşın, kapama meyve bahçesi şeklinde üretiminin yapılması yönünde de kadınlarımızı teşvik ediyoruz. Böylece üretimde devamlılığı sağlamış olacağız. Kadınlarımız yeter ki bu konuda hevesli olsunlar. Üstelik hiçbir isteği olmayan bir bitki. Bakımı kolay. Su istemiyor. En önemlisi de bu. Modern tarımda su istemeyen bitkilere yönelerek suyumuzu daha dikkatli kullanmaya çalışıyor ve bu konuda kadın çiftçilerimizin önderliğinde tüm Kastamonu çiftçisini bilgilendirmeye çalışıyoruz" diyerek konuşmasını tamamladı.

Daha sonra söz alan Ziraat Yüksek Mühendisi Neriman DELGE ise yine 2021 yılında uygulamaya konulan "Karaçomak Havzasında Karabuğday Yetiştiriciliği Projesi" kapsamında İlimizde üretilmeye başlanan "Karabuğday" ile ilgili bilgiler verdi. Karabuğdayın insan beslenmesi, Arıcılıktaki yeri ve önemi, bal üretimine katkısı, ürerim maliyetleri üzerine etkisi konularında da bilgiler verilirken, hayvan yemi olarak kullanımından da bahsedildi. Özellikle soğuk iklim üretimine uygun bir ürün olan Karabuğday bölgede atıl arazilerin değerlendirilmesinde önemli bir katkı sağlayacağı gibi, ikinci ürün ekilişine uygun olması nedeniyle ileriki dönemlerde çiftçilerimize bir alternatif olacağını belirten DELGE, "Karabuğday su istemiyor. Tıpkı mürver gibi. İstediği tek şey ekim öncesi iyi bir toprak işleme. Üstelik İlimiz için geç dönemde ekilebilir olması bir avantaj. Mayıs ayında ekiliyor Ağustos ayında hasat ediliyor. Ürünü çok değerli. Soğuğa dayanıklı olduğu içinde İlimizde yaygınlaşacağını ve çiftçilerimiz tarafından tercih edileceğini umuyoruz" diyerek kadın çiftçilerimizi bilgilendirdi.

Eğitimin devamında Sayın Bahar ÇAKIR Hanımefendi tarafından "Geleceğe Bir Damla da Sen Bırak" Projesi hakkında bilgiler verdi. Kastamonu da yürütülen etkinlikler hakkında da bilgilendirmeler yapan Hanımefendi, "Günümüz dünyasının en önemli kaynak tüketimi su. Ancak su eskisi kadar üretilemiyor. Zira iklim değişiklikleri, bilinçsiz su tüketimi ve kullanımı, tarımsal sulama ile su kaynaklarımızı belki de geleceğe aktaramayacak kadar tükettik. Eskiden ebeveynlerimiz suyu ne kadar idareli kullanmışlarsa bizler o kadar har vurup harman savurduk. Ama artık suyumuz kısıtlı. Bu nedenle evimizde, iş yerimizde, tarlamızda kısacası hayatımızın her alanında kullandığımız suyu artık daha dikkatli harcamalıyız. Suyu harcarken ne kadar dikkatli olacaksak biriktirirken de bir o kadar koruyucu olmalıyız. Peki suyu nasıl biriktireceğiz? Suyumuzu nasıl hasat edeceğiz? Evlerimizin yağmur olukları altına koyacağımız kovalarda biriktirdiğimiz sularla balkonlarımızı temizleyebiliriz. Yine bu sularla bahçelerimizi sulayabiliriz. Şehir hayatında nasıl biriktiriyorsak köy hayatında da biriktirebiliriz. Küçük havuzlar yaparak yağmur suyunu biriktirebilir ve sulamada kullanabiliriz. Salma sulama yerine damlama ve yağmurlama sulamayı tercih edebiliriz. Bu bizim doğaya olan borcumuz. Doğadan aldıklarımız çaldıklarımız artık yeter. Şimdi ona geri verme vaktidir. Tarımsal üretimde de aşırı su isteği olmayan bitkilere yönelmek ve atıl arazileri değerlendirmekte bir o kadar önemli. Bu nedenle İlimizde bu yönde uygulanan gerek "Mürver Yetiştiriciliği" gerekse "Karabuğday Yetiştiriciliği" projelerini gönülden destekliyoruz" açıklamalarında bulundu.

Kadın çiftçilerimizin yönelttiği soruların cevaplanmasının ardından toplantı sonlandırıldı.